15 Mayıs 2014 Perşembe

Beklemek


Dar merdivenlerden çıkıp küçük bir eve giriyorum. Mutfağa açılıyor kapısı. 3 adımda salondayım. Hemen yanı başındaki odaya giriyorum. Bütün gece ve bütün sabah ve sonraki gece de... Uyku aralarında sigara içiyorum. Deliksiz bir uyku uyumadım aylardır. Yanımdaki adam geceleri kabus gördüğümü söylüyor. Ben uyanınca hatırlamıyorum. Uykumun içinde sesini duyuyorum: "Korkma, buradayım" diyor. Bana sarılıyor. O kadar çok sarılıyor ki itmek istiyorum. Sabahları kahvaltı hazırlıyor. Ben müzik açıyorum. Gitmem gereken yerler oluyor hep, yetişmem gereken işler, erken kalkmam gereken sabahlar... Hepsini boş veriyorum. Bir deliksiz uyuyabilsem diyorum, o zaman belki iyileşirim. Yanımda duruyor, gözlerimin içine bakıyor, "Gitme" diyor. Gülüyorum onunla. Sahte mi gerçek mi bilmiyorum ama gülüyorum. Bir tek sabahları uyanınca... Gitmeliyim diyorum. O kadar uzağa gitmeliyim ki istesem bile dönemeyeyim. Geri iniyorum dar merdivenlerden. Sırtlayıp bütün yükümü kendi evime geliyorum. Telefonum çalıyor, yazmasını istediğim isim yazmıyor. Erkenden uyuyorum, uykuya aç uyuyorum. İnsanlar görüyorum, mutlu olmamı bekleyen. Beni seven bir adam var çünkü yanımda. Belki de uzun zaman sonra gerçekten sevildiğimi hissediyorum. Kalbimin kırıklarına, yersiz tepkilerime, romantizme olan duyarsızlığıma rağmen sevilmeyi hak ediyormuşum gibi seviyor. Bütün ahlaki değerleri, etik kuralları siktir edip koşmak istediğim başka bir ev varken üstelik. Benim evimin hemen yanında. Gitmeye kalksam 2 dk uzağımda. Kalbimden kalbine uzanan mesafeyi hesaplayabilsem bir an durmayacağım kadar yakınımda. Bir çağırsa kendimden başka hiçbir şey durduramaz beni biliyorum. Bir tarafım delice isterken çağırmasını, bir yandan da bu fikre katlanamıyorum. Olduğum yerde kalıyorum. Sonsuza kadar kalacakmışım gibi kalıyorum. En iyi bildiğim şey durmak ve beklemek. En iyi olduğum işi yapıyorum. Durup onu bekliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder